25 Aralık 2014 Perşembe

Bir Kadın, Bir Erkek ve Bir Şehir

Şehrim yağmur yağmurdu o gün
Bir otobüs durağımda oturdum sonra...
Bir kadın ve bir erkek vardı
Yeryüzü ve gökyüzü
Dünyanın varoluşundan bu yana
                 kendine has kalabilmiş iki hikaye
Cesuru oynuyordu bu defa kadın
''Bırak ıslanalım gitsin!'' dedi.
Erkek temkindar..
Bekledi...
Kadın bir daha söyledi
Üçüncüyü söylemeyeceğini her ikisi de biliyordu,

Bıraktılar.
Islanıp gittiler.

11 Aralık 2014 Perşembe

Kıştan mı? Kalabalıktan mı?

  Kışın örten bir yapısı var buralarda, sizin oralarda da öyle mi bilemem.Yani bize has haller mi bunlar yoksa genel olarak mı böyledir muhterem?  Cevaplar her zamanki gibi o kadar da önemli değil esasen. Çünkü fark etmek sormaktan geçer, çözmekten değil.
  Bugünkü mevzu neydi? Hah tamam. İnsanlar. Her şeye atlıyoruz çünkü, başkasına başlık olacak mevzu kalmıyor.
  Geçen yine çevremi izliyorum,alışkanlık işte, belki de yapı gereği emin değilim neyse konumuza dönelim, yığın yığın insanlar. Öyle zamanlardayız ki tenhalar bile kalabalık artık. Ve kalabalığın o ağır çökerten kokusu sinmiş her yana. En kötüsü bizim de öyle kokuyor olmamız. Bir paradoksun kahramanlarıyız. Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz zaten. Sonra kendimizdeki bu yıkıcı gücü, imha yeteneğini görüp ya filmin kötü karakteri olmayı seçiyoruz ve biz de bir koku şebekesi oluyoruz ya da kendimizden utanıyor ama yine de uluortada yüzleşiyoruz kendimizle. Bundandır belki diye düşünüyorum nicemizin Kafka' nın sözlerinde kendisini bulması. Aradığımız ortak cümleler var ruhlarımızın bir kıyısında ve aklın bir olduğu yollar gibi ruhların da kesişiyor ara ara rotaları.
  Ama bi nebze iyi insanlar olduğumuz için ilk yolu seçip Voldemort olamıyoruz, ancak Kafkayı ve söz arkadaşlarını okuyoruz okudukça çoğalıyoruz, dertlerimizi mayalıyor sonra bağırsak bakterileri gibi takibi mümkün olmayan bir hızla çoğaltıyoruz. Ardından bir fazlalık hissi sarıyor dört bir yanı, ruhunuz fazla geliyor, taşıyorsunuz. Bir koku yayılmaya başlıyor o sıra. Kokunuz kalabalığın kokusuna rengine karışıyor. Bi bakmışsınız sizi boğan şeyin bir parçası olmuşsunuz. Birbirini çizen eller gibi bir silgi parçasının sizi kurtarmasını bekliyorsunuz ama çok sonra fark edeceksiniz ki oyunun kuralları gereği silgi bulunmaz diyarlardayız.
  O zaman n'apalım? En güzeli okumaya devam edelim. Kafka okuyalım düzenli olarak. Burnumuzdaki koku almaçları da yorulup kokuyu alamayacaktır(!) nasıl olsa bir süre sonra.

Bir kış gecesi rüyasında çözersiniz belki bu meseleleri ümidiyle ve ümit de fakirin ekmeği olduğu için bi yandan da saatin ilerlemesinden ötürü iyi geceler cümleten.