7 Ekim 2014 Salı

Hay bin mr. right aşkına!

Normalde ne kadar şeyi kontrol altına alabiliriz bilmiyorum ama bazı şeyler ciddi manada sizin kontrolünüz dışındadır. Hatta aynı evreni bile paylaşmazsınız... Bu tarz durumları kabullenmek adem ve havva için zordur çünkü içimizdeki "biz insanız mahlukatların en yücesi" duygusunu daha doğrusu egosunu aşmış olmamız gerekir.
 Böyle anlarda "işler istediğimiz gibi gitmeyebilir" diyebilmek kendi içimizdeki insaniyette level atlamak gibidir, gerçeği kabullenmek çoğu filmde bomba bir sahnenin -başrolün içindeki gücü keşfetmeden hemen önceki sahnesi ya da kızla oğlanın yapacak bir şey yok deyip hayatlarına devam edecekleri sırada inanılmaz(!) bir şekilde karşılaştıkları sahne- habercisidir. Gerçek hayatta ise bazı istisnalar dışında işler böyle yürümez(o istisnaları hollywood alıp film yapıyor zaten).
  Eğer doğru yerde doğru zamanda doğru kişiyle değilseniz devam etmeniz gerektiğini bilirsiniz. İçinizde bir yerde bir mucize olacağına duyduğunuz inanç malesef sadece çocukken okuduğunuz masalların yanılsamalarıdır ya da kontrolsüz gelişen hayalgücünüzün. O mucizeye inanıp kendinizi kandırdığınız zamanlar olabilir ama bazen bunların seslerini bile bastırıp gerçeği gözünüze sokan durumlar olur. Öyle vakitlerde yaşadığınız depreme göğüs germelisiniz çünkü hayat bu işte! İlk anın şiddetine dayanmak. Sonra her türlü alışırsınız zaten. Yani kardeşim, hayatı sana gelişiyle kabul et, tarzını dert etme. Bir yerde doğru zaman doğru yer ve doğru hikaye seni bekliyordur herhalde. En azından bir filmde böyle demişti kadının teki. Kimin doğrusuysa bunlar ?! Hay bin mr. right aşkına bu yüzyılın insanları...

2 yorum:

  1. Mucizeleri nerede aramali?? Dedigin gibi gercekten masallarda mi kaldi? İpinde umut kokan ucurtmalarimizin ucunda seyretmistik onlari.Hayata kondurmustuk,pekii
    Mucizeler mi hayatta hayat mi mucizelerde -izlerini sakliyor-?
    Yoksa onlar da mi atlara binip gittiler ya mr right??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl mesele de o ya! Yastık kılıfından halı altına kadar her yeri didik didik aradığımız için bu bulamayışımız. Tamamlanması gereken bir oyun, atlanması gereken bir level değil ki hayat!.. Arayıp sona ulaşmaya çalışmak değil de hayatı sana gelişiyle anlamaya çalışacaksın. Pineklemek değil kast ettiğim umut edeceksin hayal kuracaksın uçurtmanın ipinde; ama uçurtma uçururken gözün onda olmalı.. Etrafta mucizelere bakınırken hayallerin elinden kaçıvermesine izin verilmemeli. Sıkı bir realizmden bahsetmiyorum, büyük dünyasında oynamaya çalıştığımız aşırı uç çocuk oyunlarını söylüyorum. Onlar güzel anılar ama bizim yeni oyunlarımız var doğru oynarsak kendi mucizemiz bulacaktır zaten bizi. Bence.

      Sil