22 Aralık 2015 Salı

Ayaza Serzeniş

Dışarıda ayaz var.
Durun, bu cümleyi hemen geçmeyelim.
Çünkü tüm duyarsızlıklarımız, kanıksamalarımız ve umarsızlığımız, bazı şeyleri hemen geçerken doğup büyüdüler.
Evet, dışarıda ayaz var. Biraz da sis var, severseniz.
Hiç sis yediniz mi?
Yağmur damlasını ağır çekimde tatmak gibi bir şey.
Nispeten güzel, kısmen ürpertici.
Dışarıda ayaz var. Ve uyuyan kuşlar.
Hiç uyuyan kuş gördünüz mü?
Ben görmedim, görenlere sormak lazım,
bir kuşun memleketi neresidir?
Uyuduğu yer mi yoksa uçtuğu mu?
Dışarıda ayaz var. Banklar var yol kenarlarında,
üstleri kırağıdan beyaz beyaz olmuş.
Şimdi otursan üşütürsün, oturmasan...
Yorgunsun.
Dışarıda ayaz var.
Bir de yalnız, küçük çocuklar ve yalnız, küçük sokak hayvanları
Büyükler için o kadar üzülmüyorum;
çünkü o kadar da iyi bir insan değilim.
Hala brokoli yerine kızarmış patatesi tercih ederim.
Dışarıda ayaz var.
Ve bir yerlerde
kendi kendine şarkı mırıldanan düşünceli, dalgın insanlar.
Sesine şarkı kondurmuş ya da eli enstrüman eline değmiş
nicesinin
Dikkatli olun müzik sustuğunda hiçbiri aynı kalmaz.
Dışarıda ayaz var.
Karlar ülkesi masalından hallice bir beyazlık
Saflıktan ziyade hiçliği andırıyor.
Hiçlik... içlik...
Hatta termal tayt
lazım; çünkü dışarda ayaz
ama olmayan çok, olan az
Para çok, sahibi az
Bilahare, yine konuşsak aynı mesele
Dışarıda ayaz var.

Dışarıda ayaz var
Ve ben içerideyim.

Ama yön çok rölatif değil mi sizce de?

Misal gelin buradan bakın,
Dışarıda ben varım
İçeride deli ayaz...

Dışarıda ayaz
İçeride ayaz
...











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder